5 Ekim 2012 Cuma

Savaşa Hayır. No to War.

Savaşın olduğu yerde, sürdürülebilir kalkınma mümkün olabilir mi? Kendi kentine, köyüne elektrik taşıyamayan, 'kaçak elektrik' diye bir 'terim'in olduğu bir ülkede, enerji tasarrufundan bahsedilebilir mi? Ayrıştırmacı siyaset anlayışı ülkemi ve dünyayı sararken, katılımcı-toplumcu mimarlık var olabilir mi?

Kişi başına düşen atık oranı sıralamasında ilk sıradayken, gayrisafi milli hasıla bakımından atmış küsürüncü sırada yer alan ülkemin yöneticilerinden çevre duyarlılığı beklenebilir mi? Son derece eski teknolojilerle yirmi senede tamamlanacak olan nükleer santrali yapmak için can atan bir hükumetten, ormanlarımıza, suyumuza sahip çıkmadığı için hesap sorulabilir mi? Plansız yapılaşmadan harap olan araziler, insansızlıktan çürümüş boşaltılmış köyler, depremden yerle bir olan yüzlerce binlerce konut, hayat söz konusuyken, malzeme döngüsünün korunması gerekliliğinden bahsedilebilir mi?

Manipüle edilmiş veriler, istatistikler, haberler... Oynanmış hayatlar var benim ülkemde. Her gün savaş, her gün karmaşa var benim insanımın kalbinde...